Kadın olarak hayatımızda yaşadığımız en önemli döngüselliğin mensturasyon olduğunu düşünüyorum. Çok severek takip ettiğim Miranda Gray, Christianne Northrup gibi kadınlardan okuyup, öğrendiklerimi sizler için harmanlayıp paylaşacağım.
Tıbben tanımlarsak; adet döngüsü /siklus, son adet tarihinin ilk gününden bir sonraki adet tarihinin ilk gününe kadar geçen zamanı ve bu zaman içinde kadın vücudunda gerçekleşen olayları ifade eder.
Bir adet döngüsü kadında genellikle 28 gün sürmekle birlikte 21 ile 35 gün arası normalin alt ve üst sınırlarıdır. Adet kanaması ortalama 4 gün devam eder ve 1 ile 7 gün arası normalin alt ve üst sınırları olarak kabul edilir. Adet kanaması esnasında 20 ile 80 mililitre arasında miktarda kan kaybedilir.
Tüm kadınların var oluşunun bir parçası olan ve her ay deneyimlediği adet döngüsü, kimisi için çok kolay geçerken kimisi için ağrı, sancı ve acı içinde geçen bir deneyime dönüşebilir. Bu süreçte yaşanan hormonal değişimler, bedende ve ruh halinde değişikliklere neden olur.
Her ay yaşandığı için alışıldık hale gelen ve günlük hayatı etkilemediği düşünülen menstrual döngü, aslında kadınların hayatına fazlasıyla etki ediyor. Döngüsel varlıklar olan kadınların bu dönemler hakkında bilgilenmesinin, döngüselliğiyle orantılı olarak yaşamasının hayatına katkı sağlayacağını düşünüyorum.
Menstrual döngü, tıpkı ayın döngüsü gibi 28 günlük bir periyodu kapsar
Birçok kadın menstrual döngü dendiğinde sadece 5-7 gün süren kanama periyodunu dikkate alır ancak menstrual döngü aslında 28 günlük dönem aralığına yayılmış bir değişim periyodudur. 28 günün her birinde vücuttaki hormon dengeleri farklı şekilde değişir ve tüm bu değişimler hem bedensel hem de psikolojik olarak etkileyerek farklı davranış ve duygu durumlarını beraberinde getirir. Ayın halleri gibi, kadınlar da bu döngünün her gününde yavaş yavaş değişen bir ruh hali ve bedenle, sürekli olarak dönüşüm geçirirler.
Kendi adıma bu süreçleri bilinçli olarak öğrendiğimde büyük bir aydınlanma yaşamıştım. Bir süreç olduğunu farkındaydım ancak benim için hepsi PMS ve diğer etiketlkerden oluşuyordu. Ağrılı, yorgun, gergin bir kadın olma haliydi aslında. Bunun da normal olduğunu düşünüyordum, benim gibi olmayanlar şanslıydı.
Şimdi bu döngülere şöyle bir bakacak olursak;
Menstruasyon Döngüsü Bilgeliği
- İlk hafta: Menstruasyon evresi (1-7. gün)
Kanamanın başladığı gün ile birlikte başlar. Genelde kendimizi yorgun hissedebildiğimiz, dinlenmeye ve sakinliğe daha çok ihtiyaç duyduğumuz evredir. Enerji genelde düşüktür ve uyku ihtiyacı artar. Sosyalleşmeye uygun hissetmeyebiliriz.
- İkinci hafta: Folikül evresi (7-14. gün)
Folikül evresi, menstruasyon bittikten hemen sonraki hafta. Bu evrede yeni bir yumurtanın geliştiği evre, Hipofizden FSH (folikül uyarıcı hormon) salgılanıyor. Östrojen ve testosteron seviyesi yükselmeye başlıyor. Enerji seviyesi artmaya başlar.
- Üçüncü hafta: Yumurtlama evresi (14-21. gün)
Yumurtlama dönemi. Östrojen ve testosteron en yüksek seviyeye geliyor ve kendimize güvenimiz zirveye ulaşıyor! İletişim becerimiz tam ve seks için mükemmel zamanlar.
Dördüncü hafta: Korpus Luteum evresi (21-28 gün)
4. haftanın ilk 2 günü yumurtlama dönemine benzer. Bedende hormonal dengeler oynamaya başlar ve östrojen ve testorejen azalır, vücut progestoren üretmeye başlar. “pms” dediğimiz adet öncesi gerginlik sendromu zamanı.
Bir halsizlik, huysuzluk, endişe, baş ağrıları, aşırı duyarlılık… Yavaşlamanın vakti.
Bir sonraki yazımda bu süreçleri daha detaylı olarak paylaşacağım. Sorularınız varsa, iletebilirsiniz.
Sevgilerimle,
Pınar