Tag Archives: nefes koçluğu

Daha Fit Olmak mı İstiyorsun? Sadece Nefes Al!

Bu haftayı NY Times’in online sayfasından Türkçe’ye çevirdiğim bir yazı ile kapatmak istedim. Konumuz tabiki nefes 🙂

Kaynak olarak orjinal sayfayı en aşağıda belirttim.

Andrew Lowenthal, haftada 2 defa toplantı ve video konferans aralarında, nefesine odaklanmasını sağlayan bir uygulama kullanarak, mola vermektedir.

Sonucu? Daha iyi stres yönetimi, işte daha net düşünebilme- Lowenthal’ı şaşırtan –  spor yaparken daha iyi performans sağlaması. “İnsanın çok temel bir parçası olmasına rağmen çoğunlukla çok düşünmediğimiz bir şey” demiş Lowenthal nefes çalışması için.

Manhattan’da, Out in Tech, adlı bir sivil toplum örgütünün direktörü olan, 33 yaşındaki Lowenthal, kullandığı uygulama ile 3-10 dk arasında bir zamanı nefesi için ayırıyor. Uygulamanın yönlendirmesiyle farklı  uzunluk ve sürelerde nefes alıp veriyor ve yaptığı bu kısa çalışma ile eskisine göre daha düzenli spor yaptığını ve kendisine daha iyi baktığını söylüyor. “Dayanıklılığım konusunda kesinlikle bana kesinlikle yardımcı oldu” diyor.

Uzun zaman meditasyon ve bazı yoga çeşitlerinin bir bölümü olarak kullanılan nefes çalışmaları, bu konuda sınıflar, bire bir çalışmalar ve pratik yapmanızı sağlayan uygulamalar ile başlı başına bir disiplin haline geliyor. Odak noktası öncelikli zihinsel ve psikolojik  faydalar üzerine olsa da, fitness sektörünün önde gelenleri  atletik performans ya da egzersiz sonrasında kasların toparlanma hızını yükseleceğini belirtiyorlar.

Wellness odaklı bir medya şirketi olan, Mindbodygreen, nefes çalışmaları hakkında farklı yazılar yayınladığında şirket kurucu ortaklarından Colleen Wachob bu konuda izleyici kitlesinin ilgisinde artış olduğunu -özellikle meditasyona inanamayan kesim tarafından- belirtti. “Bu bir kısa yol ya da kestirme yol arayan bir teknikten daha farklı ve daha performans ve bilim odaklı” dedi.

Derin ve kontrollü nefesin bir kişinin  anksiyete atağını sakinleştirdiği ya da  stresini azalttığı ve zihne netlik verdiği uzun zamandır bilinen bir gerçek.  Buna bir örnek verirsek, Hillary Clinton, 2016 Başkanlık kampanyası sürecinde kendini rahatlatmak  için burun nefesleri kullandığını açıkladı.

Bilim adamları, nefes ve duygusallık arasında fiziksel bir bağlantı olduğunu buldular. 2017 Mart ayında yayınlanan bilimsel makale,  beynin isteğe bağlı nefesi kontrol eden bazı bölümleri ile  duygusallığı kontrol eden bölümleri arasında anotamik bir bağlantı. olduğna değinmektedir. Stanfrod Üniversitesi, Nörobiyoloji ve Oftalmoloji Profesörü Andrew D. Huberman,  bunun önemli bir bulgu olduğunu çünkü  ikisi arasındaki nedenselliği gösterdiğini söyledi.

Stanford’daki labrotuvarında nefes ve nefesin duygusal durumlara etkisi hakkında araştırmalar yapan, Dr. Huberman,  güç ve spor koçu olan Brian MacKenzie ile bir uygulama üzerinde çalışıyor. Uygulamanın amacı kişilerin basit nefes alma-verme testlerini yaparak, kendilerine özel hazırlanmış nefes çalışmalarını kullanmaları üzerine. ” Nefes çalışmaları, doğru yapıldığı zaman, bir egzersiz gibi düşünülebilir ve  fiziksel, duygusal ve bilişsel etkileri anında görülür.- aynı zamanda düzenli yapıldığında uzun vadede etkileri de var” diyen Dr. Huberman “Beyindeki duygu regülasyon merkezleri ve nefes arasındaki bağlantıyı oluşturan nöral (sinirsel)  yolları yeniden düzenleyerek ve güçlendirerek, kendilerini daha sakin hissedebilir ve daha iyi uyuyabilirler. “

Aynı zamanda 3 adet kitabın ortak yazarlarından olan MacKenzie, müşterilerine  atletik performanslarını artırmaları için burun nefesini nasıl kullanabileceklerini ve bunun metabolizmalarını nasıl daha etkin kılacağını öğretiyor. Burundan nefes almak parasempatik sinir sistemini aktifleştirirken,  aynı zamanda sakin ve tetikte kalmalarını sağlayıp, çevresel görüşlerinde artış ve daha iyi postür & mekanik sağladığı için sakatlanmalarda azalma olduğunu belirtiyor.

Tüm bu bulgular ışığında, zincir bir spor merkezi olan Equinox, eğitmenlerine 2 yıl önce temel nefes eğitimleri vermeye başladı ve HeadStrong diye adlandırdıkları yüksek performans seviyesinde bir egzersiz ile  nefesin harmanlandığı yeni bir ders oluşturdular.

Kaynak: https://www.nytimes.com/2018/01/04/nyregion/want-a-better-workout-just-breathe.html

Sevgilerimle,

Pınar

Nefes Koçu Ne Yapar?

Nefes koçunun görevi, dışardan bir göz olarak kişinin nefesini takip etmek ve  bu esnada kişiyi nefes alışkanlıkları doğrultusunda yönlendirmektir. Nefes koçu, kişiyi sürekli doğal nefese yönlendirir. Bu yüzden her seans eşsiz ve bir diğerinden farklıdır.

Nefes koçluğu seansında, kişi derin nefesler alır ve koç kişinin nefesindeki limitleyici alışkanlıklarını analiz eder. (kişi doğal nefes alışkanlığının dışında her ne yapıyorsa bu tespit edilir) Analiz sonrasında, kişinin  nefes alışkanlıklarını çözecek uygun teknik ve sistemleri  kullanarak doğal nefesi hatırlamasını sağladığı çalışmalardır.

Nefes koçluğu birebir ve yüz yüze yapılır. Nefes koçu seans boyunca, aktif olarak  elleriyle bedenin üzerinde çalışır ve olumlamalar kullanır.

Yoga dersi sonrası dinlenene bir grup öğrenci, savasana, yoga, dinlenme, meditatif, studyo çalışması

Bir nefes koçluğu çalışması,  yaşam koçluğu ve  40-50 dk. aktif nefes seansı ile toplam 1,5 saat kadar sürer. Nefes koçluğu seansı, bir mat üzerinde yatarak, gözler kapalı ve müzik eşliğinde yapılır.

Nefes koçu size doğru nefes almayı ya da bir nefes tekniği öğretmez. Nefes teknikleri belirli durumlar -stres, kaygı, üzüntü vs -için kullanılan yöntemlerdir. Nefes koçu kişiyi doğal nefesine yönlendirir çünkü hepimiz doğal nefese sahibiz, sadece unuttuğumuz için mevcut alışkanlıklarımızla nefes alıyoruz.

Sevgilerimle,

Pınar

Hiperventilasyon (Aşırı Nefes) Nedir? Nelere Yol Açar? Çözüm Nedir?

Hiperventilasyon (Nefes Açlığı) Nedir?

Tıbbi açıdan bakarsak; hiperventilasyon; gaz değişiminin hızlanması; akciğer alveollerine giren hava miktarının artması; aşırı ventilasyon olarak nitelendirirlebilir. Daha basitçe bakacaksak olursak; heyecan, korku, sıkıntı ve diğer bazı etkenler nedeniyle solunumun hızlanması ve kanda karbon dioksit miktarı azalmasıdır. Vücudun düzgün çalışması için oksijen gereklidir. Nefes aldığınızda, akciğerlere oksijen gider. Nefes verdiğinizde, atık bir ürün olan karbondioksiti serbest bırakırsınız. Normalde solunum sistemi bu iki gazı dengede tutar.

Hızlı veya kuvvetli bir şekilde nefes verince, vücut aniden çok fazla karbondioksit kaybeder ve baş dönmesi ve parmak ve dudaklarınızda uyuşma gibi bir his oluşmasına neden olur. Hiperventilasyon, çok hızlı nefes almaya başladığınız bir durumdur. Elbette bu iyi bir nefes alışkanlığı değildir.

Doğal nefes, oksijeni içine çektiğiniz ve karbondioksiti dışarı verdiğiniz sağlıklı bir denge ile gerçekleşir. Aldığınızdan daha fazla nefes verince, hiperventilasyon yaparak, bu dengeyi bozarsınız. Gergin veya stresli iken, daha çok nefes alırsınız.

Bunun altında bir çok tetikleyici sebep olabilir. Nefes açlığında, hem ekshalasyon hem de inhalasyon için enerji kullanılır ve vücudunuzda zamanla ruhunuza yayılacak doğal olmayan bir gerilim yaratırsınız. Özellikle günlük işlerle uğraşırken, göğüs ve diyaframın pasif olduğu bir şekilde, rahat bir nefes almak, daha iyi olacaktır.

Bir hiperventilasyon atağı, kişinin hızlı ve yüzeysel nefesler almasıyla başlar. Kaygıya neden olan bir şeyin varlığı ile de tetiklenir fakat çoğunlukla ortada nefes alış-verişlerin değişmesi için somut bir neden bulunmaz. Yüzeysel ve sık nefes alış-verişler vücudun kimyasını da değiştirir ve böylece parmaklarda ve dudak çevresinde karıncalanma ve göz kararması oluşur. Bu belirtiler korkutucu olmakla birlikte, tıbbi açıdan tehlikeli değillerdir. Ancak bu durum kaygı hissinin artmasına neden olurken, şiddetli bir kısır döngü yaratır.

Nefes açlığı, solunum alkalozunun altında yatan nedenlerden biridir aynı zamanda. Solunum alkalozu, çok hızlı veya çok derin nefes alırken ortaya çıkar ve karbondioksit seviyeleri düşer. Bu, kanın pH’ının yükselmesine ve fazla alkalin olmasına neden olur. Kan çok asidik olduğunda, solunum asidozu oluşur.

Nelere Yol Açar?

Baş dönmesi, zihin karışıklığı, el ve ayaklarda spazm, uyuşma ve baygınlık başlıca belirtileri oluşturur. parmaklarda ve dudak çevresinde karıncalanma hissi (parestezi), ve göz kararması oluşur. 

İlk olarak aşırı nefes alma işi fiziksel olarak yorucu bir durumdur. Bu nedenle de kişi sıcaklar, ateş basar ve terler. İkinci olarak fazla nefes alıp vermek yorucu olduğu için yorgunluk ve tükenmişlik hissi yaşatabilir. Üçüncü olarak aşırı ve hızlı nefes alan kişiler nefes alıp verirken diyafram (karın) – karın solunumu, yerine daha çok göğüslerini kullanırlar- göğüs solunumu yapar. Bu göğüs kaslarının gerginleşmesi ve yorulmasına yol açar ve bu nedenle şiddetli göğüs ağrıları hissedebilirler. Son olarak aşırı nefes alıp veren bireylerde tekrarlayan biçimde iç çekme ve esneme alışkanlığı vardır. Bunlar aslında hiperventilasyonun bir başka biçimidir. Çünkü esneme veya içme çekme esnasında büyük miktarda CO2 akciğerle yoluyla hızlı bir biçimde vücuttan atılır. Bu nedenle hiperventile olduğunuzu fark ettiğiniz an, alışkanlık olmuş iç çekme ve esnemenin de farkına vararak bunu azaltmaya çalışmak önemlidir.

Hiperventilasyonla ilgili bir başka konuda kişinin kendi nefes açlığını fark etmemesidir. Bir çok kişide nefes açlığı son derece hafif ve fark edilemeyecek bir şekildedir. Özellikle alışkanlık haline getirdiği durumlarda fark etmek güçtür. Bu tür hallerde kandaki CO2 miktarındaki belirgin düşüklüğe rağmen vücudun bu durumu kapatmaya çalışması sonucunda kandaki asit-alkali durumunda bir denge söz konusu olabilir. Bu nedenle de belirtiler ortaya çıkmaz. Bununla birlikte sürekli CO2 düzeyi düşük olduğu için vücut CO2 düzeyindeki yeni düşmelerle baş edebilme kapasitesini yitirir ve soluk alıp vermedeki küçük bir değişiklik bile (örneğin bir esneme sonunda) aniden belirtileri tetiklemek için yeterli olabilir. Bu durum panik atakların neden ani biçimde örneğin uyku anında ortaya çıktığını ve bu durumu yaşamakta olan bireylerin neden ben “ben hızlı nefes alıp vermiyorum” demesini açıklamaktadır.

Nefes Açlığına Çözüm Önerileri

En önemli adım nefesinizi fark etmektir. Buna nefes farkındalığı da diyebiliriz. Nefesinizle tanışın 🙂

  • Gün içinde nasıl nefes alıyorsunuz?
  • İç çekme ya da benzeri bir alışkanlığınız var mı?
  • Ağzınız açık mı nefes alıyorsunuz?
  • Büyük hacimli nefes almanızı gerektiren durumları fark edin.
  • Nefesin sakin mi? Sessiz mi? Yoksa hızlı ve fazla mı?
  • Nefes alırken bedeninde bir yeri kulanıyor musun? Ya da bedeninde bir yerde gerginlik var mı?
  • Başkalarının nefesini gözlemleyin. Onlar nasıl nefes alıyor? Ağızları açık mı kapalı mı?

Nefesinle ilgili bir farkındalığa ulaşınca;

  • Gün içinde burundan nefes aldığından emin ol.
  • Sakin, sessiz, hareketsiz ve doğal bir nefes geliştir.
  • Gün içinde küçük molalar ile nefesini fark ederek, kendini “şimdi ve buraya” getir.

Panik bozukluk ile çokça karıştırılan bir durum olmasına karşın nefes açlığı yaşayan kişilerin sadece %25’inde panik bozukluğu görülür.

Atak gibi bir durum yaşadığın hallerde aşağıdaki egzersizi kullanabilirsin.

  • Hiperventilasyon kısa bir süre için, bir kese kağıdının içinden nefes alınıp verilmesi ile (naylon olmamalı) kolayca tedavi edilebilir. Bu nefes alma tekniği, fazla nefes alma ile oluşan vücuttaki kimyasal değişimleri düzene tekrar düzene koyar. Bununla birlikte, uzun dönemde, kaygıya neden olan gerçek problemin tespit ve tedavisi ve rahatlama yöntemlerinin öğretilmesiyle asıl tedavi sağlanabilir.
  • Bir başka önerim; 5 duyu organıyla ana odaklanmak (oryantasyon) uygulayabileceğimiz etkili yöntemlerden biridir. O anda etrafta gördüğümüz nesnelere odaklanabilir, oranın ısısını hissedebilir, oturduğumuz yerin bedenimize temasını hissedip oranın kokusunu içimize çekebiliriz.

Hiperventilasyonla ilgili unutulmaması gereken en önemli nokta TEHLİKELİ olmadığıdır. Kaç- savaş tepkisinin ana parçalarından biridir ve amacı vücuda herhangi bir tehlike anında tehlikeden korumaktır. Hiperventilasyonla ortaya çıkan değişiklikler vücudu potansiyel olası tehlikelerden kaçmak için harekete geçmeye hazırlamaktadır.

Sevgilerimle,

Pınar

Nefes Alışkanlığınız Nasıl?

Dünyada yaklaşık 7,6 milyar insan yaşıyor ve inanılmaz bir şekilde, aynı havayı paylaşmamıza rağmen, her birimiz tamamen benzersiz bir şekilde nefes alıyoruz – nefesimizin hızı, ritmi ve akışı parmak izimiz kadar farklı.  

Benzersiz nefes modelimizin özelliklerini keşfetmek ve fark etmek oldukça  yararlı ve aydınlatıcı. Çünkü nasıl nefes alıyorsak, hayatı da o şekilde yaşıyoruz. Bilincimiz tamamen nefesimize yansıyor. Nefes alışkanlığınızı analiz etmek ve anlamlandırmak için iyi ve tam eğitimli bir nefes koçunun gözüne ihtiyacımız var çünkü üzerimizde olumlu ya da olumsuz etkisi olabilecek herhangi bir şeyi tanımlama ve anlamamıza yardımcı olur. Bununla birlikte, kendi başımıza çok şey keşfetmek ve fark etmek mümkün.

Nasıl Yapabilirsiniz?

Bir elinizi yavaşça karnınızın alt kısmına (göbek deliğinizin biraz altına) ve diğerini göğsünüzün üst kısmına (köprücük kemiğinin hemen altına) yerleştirin. Birkaç nefes alın. Nefes bedeninize nereden giriyor ve nereden çıkıyor? Burundan mı yoksa ağızdan mı? Nefes alırken vücudunuzun daha çok nerede hareket ettiğini izleyin. Alt karın mı yoksa üst göğüs mü? Araştırmanızı derinleştirmek için burada birkaç nefes daha alın.

nefes, savasana, grup nefes terapisi,
nefes koçluğu

Bunu yaptıktan sonra, kendi benzersiz nefes alma modelinizi keşfedebilirsiniz. İşte dört yaygın türün ne anlama geldiğini okuyabilirsiniz. Yaptığınız bu uygulama genel geçer bir sonuç vereceğini ve aslında çoğunlukla o an içinde bulunduğunuz durumu yansıtabileceğinin altını da çizmek isterim:

1-Karın Bölgesinde Nefes: Karnınızın alt kısmı nefes alırken göğsünüzün üst kısmından daha fazla mı yükseliyor? Bu, karnınızın alt kısmında nefes aldığınızın göstergesi olabilir. Bu, nefes için sağlıklı bir temel olan diyaframın devreye girdiği anlamına gelir. Nefesi göğsün üst kısmına doğru genişletmek, daha enerjik hissetmenize ve duygularınızla daha derin bir şekilde bağlantı kurmanıza olanak sağlar.

2- Üst Göğüs Bölgesinde Nefes: Nefes alırken göğsün üst kısmı karından daha fazla  yükseliyor mu? Bu, üst göğüs nefesli olduğunuzu gösterebilir. Enerjik ve ilham dolu hissetme eğiliminiz olabilir, ancak odaklanmakta ve topraklanmış hissetmekte zorlanabilirsiniz. Alt solunum bölgesine (pelvik diyafram) daha çok nefes almak, daha az kaygılı, daha topraklanmış ve daha fazla hissetmenize yardımcı olacaktır.

3- Ters Nefes: Nefes alırken, göbeğiniz içe çekilip ve göğsünüzün üst kısmı yükseliyor mu? Bu, ters nefes alabileceğinizi işaret eder. Bu, hayatınızda her şeyin biraz altüst olduğu anlamına gelir. Panik olmayın, sağlıklı bir diyafragmatik nefesi yeniden oluşturmanıza yardımcı olacak pek çok nefes egzersizi vardır. Pelvik tabanı, karın kaslarını ve diyaframı sağlıklı bir şekilde çalışmak için yeniden devreye sokmak, daha sakin, daha hazır ve daha az kaygılı hissetmenize yardımcı olabilir.

4-Doğala Yakın Nefes: Üst ve alt göğsün her iki tarafında nefes eşit mi? Tam nefes alıyorsanız ve nefes arasında bekleme ya da bir nefes tutma yoksa, bu iyi haber! Nefes serbestçe akıyor, nefes alırken tüm gövdeyi dolduruyorsa, genişlemiş ve çabasız hissediyorsanız ve nefes verirken bırakmanın rahatlığı hissediliyorsa, o zaman doğal bir nefes alışkanlığı yolundasınız demektir. Yine de her zaman iyileştirme için yer vardır!

Sevgilerimle,

Pınar

Maske Takarken Nefes Almakta Zorlanıyor musunuz?

COVID 19’un yayılmasını azaltabilmek için sosyal mesafe ve maske kullanımı en önemli 2 temel araç. Malesef maskeler kimi zaman nefes almayı zorlaştırmakta. Bir çok insan maske kullanımının bir sonucu olarak, hiperkapnia olmaktan ya da kanda çok fazla karbondioksit olmasından korkuyor. Bir çok insandan buna benzer yakınmalar duyuyorum.

Maske ile ilgili korkularınızı aşmak için gelin bu konuya biraz daha detaylı bakalım; maske kullanımının oksijeni ve karbondioksit seviyelerini nasıl etkilediğini ve bu konuda önerilerimi okumanızı tavsiye ederim.

Maske Kullanımı Solunumu Nasıl Etkiler?

Akciğerlerimiz, vücudun çalışması için gerekli olan oksijen ve karbondioksit değişimine izin verir.

Maskeler burnu ve ağzı kapattığı için nefes almayı zorlaştırabilir. Maske, CO2 intoleransı olan insanlar için tehlikeli olabilecek karbondioksiti bile tutabilir.

CO2 intoleransı ise, akciğerlerin ve oksijenin en iyi şekilde kullanılmadığı anlamına gelir.

Bir araştırmaya göre, bedendeki fazla CO2 (hiperkapni) semptomları arasında hızlı kalp atışı (taşikardi), nefes darlığı (dispne), kızarık cilt, kafa karışıklığı, baş ağrısı ve baş dönmesi yer alabilir.

Maskeniz çok sıkı değilse ve uzun süre kullanılmıyorsanız, hiperkapni olma riski çok azdır. Çoğu insan için, bez veya cerrahi maske takmak, onları gereğinden fazla ve sağlıksız miktarlarda karbondioksit soluma tehlikesine sokmaz. Tüm bunları paylaştıktan sonra yine de buna benzer semptomlar yaşarsanız, sosyal mesafe kuralları içerisinde maskenizi çıkartarak derin nefesler almanızı tavsiye ederim.

Temiz havada nefes almak burada kritik bir nokta olsa da, yinede kısa süreli bir çözümdür. Oksijen, karbondioksit olmadan çalışamaz ve biz nefesimizi daha iyi kontrol ettikçe,-burundan nefesler ile- karbondioksite karşı daha iyi tolerans geliştiririz.

Akciğerleri güçlendirmek ve karbondioksit toleransını arttırmak için aşağıdaki dört ipucu yardımcı olabilir.

Akciğerler Nasıl Güçlenir?

1-Hareket Etmek:

Hareket etmek bedendeki karbondioksiti yükseltir, bu yüzden daha fazla nefes alırız. Aslında spor yaparken nefessiz kalmak doğaldır fakat düzenli şekilde hareket etmeye devam ederseniz, kaslarınız güçlenir ve fonksiyonu artar. Böylece hareket ettiğinizde kaslar daha az oksijen gereksinimi duyar ve daha az karbondioksit üretir. Bu, belirli bir egzersiz ya da hareket için nefes alıp vermeniz gereken hava miktarını anında azaltır.

Egzersiz daha fazla metabolik aktivite gerektirdiği için önemlidir. Bu, yürüyüş ve koşma gibi doğada aerobik olan şeyler yapılarak optimize edilebilir. Metabolik aktiviteyi beden güçlendirme egzersizleri -squat, ittirme ya da çekme- gibi yaparak da artırabilirsiniz.

2. Nefes Çalışmaları

Diyafram kasının farkındalığını artırmak için, diyafram nefesi, karın nefesi ve basit bir şekilde derin nefesler almayı çalışabilirsiniz. Bu teknikler akciğerlerinizin full kapasiteye ulaşması için oldukça faydalıdır.

Bunu Nasıl Yapabilirsiniz?

  • Doğal nefesinizin alış ve veriş olarak ne kadar sürdüğünü sayın.
  • Her nefes alış ve verişinize 1 sayı eklemeye çalışın.
  • Akciğerlerinizi doldurmak ve boşaltmak için gereken süreyi rahatça uzatana kadar bunu yapın.

Bir çeşit nefes kontrolüne sahip olmak veya bazı hipoksik çalışmalar yapmak CO2 toleransınızı artırır ve bu da maske takabilme yeteneğinizi artıracaktır. Bu aynı zamanda maske takmak ile ilgili paniğinizi de azaltacaktır.

3. Postürün İyileşmesi

Bazı duruşlar solunumu zorlaştırır hatta engeller. Bunun önüne geçmek için, göğsü kaldırıp ve vücudunuzun önünü açarken derin nefesler alın ve güçlü durun. Ve en önemlisi öne eğilmeyin, kambur durmayın.

4. Su İçin

İyi su tüketmek, solunum dahil çeşitli nedenlerden dolayı önemlidir. Gün boyunca su içmek ciğerlerinizdeki mukozal tabakaların nemli kalmasına yardımcı olur, bu da akciğerlerin daha iyi çalışmasına yardımcı olur.

Sonuç olarak, fazla karbondioksit ile solunum tehlikelidir, özellikle solunum yolu sıkıntısı olan kişiler için.

Bununla birlikte, uygun şekilde oturan kumaş maskelerden hiperkapnik olma riski düşüktür.

Uzun süreli maske kullanımında, baş dönmesi, yorgunluk veya diğer hiperkapni semptomlarını fark ederseniz, sosyal mesafe kuralları çerçevesinden diğerlerinden uzaklaşın, maskenizi çıkarın ve temiz hava soluyun.

Sevgilerimle,

Pınar