Tag Archives: nefes

Korona Günlükleri – 2

Dünya bize net bir mesaj veriyor son günlerde. Dur! Sürekli koşturma ve yapma halini bırak ve biraz oluşuna odaklan. Global olarak hepimiz bir karantina/inziva halindeyiz. Nereden baktığımız ile ilgili şu an yaşadıklarımız da aslında.

Sosyal medyada bir yandan iyi şeyler ortaya çıkarken, bir yandan da korku terörü esiyor. Sürekli bir bilgi bombardımanı, gerekli gereksiz paylaşımlar ile, bir bakıyorum zihnimde deli düşünceler 🙂 Korkuya tamamen teslim olmuşum. Evet insan olmanın halleri bunlar aslında. Kendime izin veriyorum tüm bu düşünceler için, düşüncelerin beraberinde getirdiği duygular için. Kendime tüm bu hallerim için şefkat gösteriyorum. Yapmak istemediğim hiçbirşey için efor sarf etmiyorum.

Bu günlerin durmak ve bir nefes almak, delicesine içinde döndüğümüz kısır döngüleri kırmak ve şöyle bir etrafa bakınmak için olduğuna inanıyorum. Yaşam şu an hepimizi bu zorunlu izne tabi tutuyor. Şu an bir olduğumuz tek bir konu varsa o da bu 🙂 Corona yaş, din, dil, ırk, sosyal statü, sınırlar vs ayırmadan herkesi etkiliyor. Bu açıdan bakınca tüm dünya için bir dengeleyici, eşitleyici oldu.

Aşağıda bahsettiğim -benim için- nefesin temel prensipleri olan maddeleri uygulamak için çok güzel bir zaman.

1. Farkındalık Düşüncelerini fark et. Gün içindeki moodunu, tavrını, alışkanlıklarını gözlemle. Neler yaptığına ve nasıl tepkiler verdiğine dikkat et. Kişisel sınırlarının farkında ol ve gerekliyse daha sağlıklı olacak bir şekilde yeniden düzenle sınırlarını.

2. Gevşe. Stres, gerilim veya anksiyetenin birikmesine izin verme. Açık, yumuşak ve akışta olmaya çalış. Korku dolu tepki ve eylemlerini salıver. Gözlerini kapat ve tüm korku, stres ve gerilim dolu düşüncelerini bir balonun içine doldurduğunu düşün, sonra bu balonu gökyüzüne sal. Bunu gün içinde aklına geldikçe yapabilirsin.

3. Nefes. Yaşam enerjisi olan nefes ile kalbini, sinir sistemini ve bağışıklık sistemini doldur. Kendini şarj et. Bu dönemi sezgilerini geliştirmek ve kendi merkezine odaklanmak için kullan. Özüne, kalbine, kaynağına odaklan. Amacın ve misyonunu gözden geçir, gerekliyse revize et ve hizalan. Belki hiç bilmediğin kapılar açılacak.

Bu zamanlar hepimizin gerçek ve yaratıcı olabilmesi için büyük fırsatlar içeriyor. Bu plansız ve zamansız duruştan hepimiz farklı çıkacağız. Yavaşlayacağız. İş yapışımız değişecek. Ve daha şu an öngöremediğimiz birçok şey değişecek. Eğer bu zamanları evde sevdiklerinle birlikte geçirecek kadar şanslıysan, kendi hızında içsel çalışmalar yapabilir, kendini yeniden keşfedebilirsin.

Bak bakalım senden bilmediğin neler çıkacak?

Sevgilerimle,

Pınar

Radikal Bireysel Sorumluluk

Zor zamanlardan geçiyoruz. Hepimizin gördüğü bildiği üzere hem ülke, hem global olarak artan bir kaos var.
Böyle zamanlarda yaşadığımız duygular fazla geliyor, daha öfkeli olup, olur olmaz şeylere patlayabiliyoruz. İsyan moodunda olmak ise hepimizin yaptığı bir şey. Suçu kendimizden başka olaylar ve kişilerde arıyoruz. Dünya zaten cehennem gibi, benim elimden birşey gelmiyor diyip, kendi hikayelerimiz içinde kayboluyoruz. Sonra gündem değişiyor, hayat devam ediyor ve unutuyoruz.

Bu noktada bir önerim olacak hepimize, önceliği kendine ver, kendinden başla. Gücünü eline alarak, bu konuda ne yapabileceğini düşünerek bir adım at. Bireysel ya da toplumsal seviyede yaşadığın bu olay ile ilgili ne yapabileceğini düşünebilirsin. Sana küçük bir adım gibi gözükebilir, görünene aldanma, harekete geç . Bu bireysel seviyede bir sorumluluk almaktır.

Aynaya bakıp, karşılaştığınız engelleri yaratanın kendiniz olduğunu itiraf etmek zordur. Kişisel gücünüzü tekrar kazanmak ve ele almak için bunu yapmak elzemdir. Hayatınızın sorumluluğunu elinize almak buradan geçer. Bunun için seanslarımda da kullandığım aşağıdaki soruları sizlerle paylaşmak isterim. Kendi sorumluluğunuzu almak için bir rehber olarak kullanabilirsiniz.

Uygulama sırasında bu soruları “merak” ve “kendi kendini sorgulamak” bakış açısıyla kullanın. Kendinizi yargılamak ya da cezalandırmak için kullanmayın. Bu sorular potansiyelimizi keşfetmek ve fark etmek üzere tasarlanmıştır. Hatalarımızı, kırılganlıklarımızı ve düştüğümüz zamanları ayıplamak veya kınamak için değildir. Kendinize karşı dürüst, zarif ve nezaket ile yaklaşmanızı canı gönülden öneriyorum.  


Elimden geldiğince denedim mi?
Düzgün planlama için zaman ayırdım mı?
Kendim yapamayacağımı fark ettiğimde yardım istedim mi?
Ulaşabildiğim tüm kaynakları kullanabildim mi?
Zorlandığımda bana yardımcı olduğunu bildiğim araçları ve stratejileri kullandım mı?
Gerçekleştirdiğim eylemlerden/ faaliyetlerden gurur duydum mu ?
Kendim hakkında bildiklerimi, kendimden en iyi şekilde yararlanacak şekilde kullandım mı?
Gösterdiğim çabam için kendimi takdir ettim mi?
Yapmak istediğim şeyler için yapma şansımı en üst düzeye çıkaracak ortamı kurdum mu? 

Sevgilerimle,

Pınar

Karar yerine Niyet

Evet çılgınlar gibi yeni yıl kararları aldığımız, hedefler belirlediğimiz Aralık ayını geride bıraktıysak, Ocak 2020’ye devam edebiliriz. Bu noktada kendi adıma yeni yıl kararları almaktansa o yıl için niyetler belirlemeyi tercih ediyorum. Neden derseniz bunu niyet ve karar (ing. resolution) arasındaki fark ile açıklamak isterim.

Karar çok daha sert çizgiler ve bir tanımla belirlenmiş bir eylemler serisi. Hareket edecek bir alan ya da boşluk bırakmaz. Esnek değildir. Genelde değişime odaklanmıştır ve kendimiz ile ilgili birşeylerin ” yanlış” olduğu inancından hareket eder.

Bu alınan kararların kelimelendirilmesine bile bu şekilde yansır. “5 kilo vereceğim” gibi. Eğer kararımızı gerçekleştirmezsek, kendimizi hem suçlu hissederiz, hemde tembel ya da iradesiz olduğumuz için utanırız. Alınan kararı gerçekleştiremezsek, kendimizi “başarısız” olarak nitelendirir ve aynı zamanda kendi değersizlik hissimizi beslemiş oluruz. Bize faydası olan bir süreç değildir.

Niyet ise eylemlerimize yön veren bir hedeftir. Niyet, kendi kendini yönetir ve bir amaca hizmet eder. Güncellenmeye, yeni koşul ve durumlara adapte olmaya açıktır. Esnektir. Niyet, eylemlerimizi değerlerimiz ve amacımız ile hizalayan kendimize verdiğimiz sözlerimizdir. Niyetlerimiz, insan olan bizi yansıtır ve kendimizi tatmin, enerjik ve dengede hissetmemizi sağlar. Niyetler, hedeflerimiz tarafından desteklenen daha yüksek yapılardır.

Özellikle aylık niyetlerle her ay kendinize küçük, eyleme dökebileceğiniz, üzerinde çalışabileceğiniz hedefler koyduğunuzda çok daha iyi ilerlediğinizi görebilirsiniz. Böylece gözümüze kocaman gözüken o yeni yıl niyetlerinin aslında çok da büyütülecek bir şey olmadığını, yıl için belirlediğiniz büyük resim ile hizalanarak ilerlediğinizde başarabileceğinizi fark edeceksiniz.

Sevgilerimle,

Pınar

Doğru Nefes Dedikleri Nedir?

Öncelikli olarak doğru nefes diye bir şey olmadığının bir kez daha altını çizerek, sadece bazı önemli noktalara dikkatinizi çekmek isterim.

1. Ağız nefesi yerine burun nefesini kullanmak. Gün içinde nasıl solunum yaptığınızı fark edin. Solunum esnasında ağzınız açık mı yoksa kapalı mı? Genelde açıksa sorun var, bunu fark edin ve kapalı tutun.


2. Burun nefesini alışkanlık haline getirin. Çünkü burundan nefes almak daha iyi bir solunum mekaniği geliştirir.

3. Göğüs nefesi, diyafram/karın nefesi gibi tam olmayan bir nefes alma şeklidir. Sadece bu nefesleri kullanmak daha bütünsel olan nefes dalgasını gözden kaçırmaya yol açabilir. Diyaframı yatay olarak genişlemesiyle, sonuç olarak bağırsaklar aşağı doğru hareket eder ve göğüs, interkostaller aracılığıyla göğüs kafesinden yukarı doğru açılır.


4. Gergin, kısıtlı ya da stresliyseniz, bu mekanik olarak ortaya çıkar, bedene yansır. Bu nedenle sistemdeki diğer her şey de bunu telafi etmek için çalışır; gerçekler ve sistem böyle çalışır. Burada önemli olan, öğrenilen bir şeyi, uygulamak, eyleme geçmek ve sonrasında sonuçlara çok fazla takılmadan sadece eylemi hissetmek ve fark etmek aslında. Son bölümü tekrar okuyabilirsin.


5. İhtiyacın olan tek şey pratik yapmak. Sadece 1-2 defa pratik değil, her an hayatının içinde olan bir pratik.

Sevgilerimle,

Nefes Almayı Koç mu Öğretecek?

Nefes koçu olduğumu söylediğimde ilk kez duyanlarda şöyle hafif bir bıyık altından, nefes almak için para mı ödeyeceğiz yani ile karışık bir tebessüm oluyor genelde 🙂

Evet!! Günümüz hayat koşullarında insanoğlu öyle bir noktadaki en basit ve aslında bir seviyede refleks olan solunum için bir koça ihtiyaç duyuyor.

Karıştırılan nokta ise nefes ve solunumun aynı şeyler olduğunun sanılması. Nefes işin psikolojik boyutu iken, solunum işin fizyolojik boyutu. Beden bir refleks olarak solunumu gerçekleştirebilirken, biz insanlar yaşadığımız olaylar karşısındaki tepkilerimiz ile solunumumuza müdahale ederek nefesi çarpıtıyoruz.

Bu çarpıtmalar kronikleşmeye başladığında -bazen nefes teknikleri ile buna müdahale edip- yine kendi doğal nefesimizi bozarken, hastalık ve benzeri yan etkiler ortaya çıkıyor.

Aslında beden fizyolojik solunumu refleks olarak gerçekleştiriyor ta ki biz ona müdahale edip, “ Ay şu an çok kötü hissediyorum, şöyle derin bir nefes alayım” vs gibi şeylerle bozana kadar.

Tüm bunların sonucunda, hangi durumda hangi nefes alışkanlığınızı devreye soktuğunuzu size fark ettiren ve bu alışkanlığın hayatınızdaki yansımalarını size gösteren bir rehbere ihtiyacınız oluyor.

İşte burada nefes koçu devreye giriyor ve size bu konuda yol gösterirken, aynı zamanda doğal nefesinize kavuşmanız için bir yol haritası çizerek, bu süreçte sizinle birlikte çalışıyor.

Sevgilerimle,

Pınar